Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası basın açıklamasıyla 1128 akademisyenin imza attığı bildiriyi kınadı.
Son aylarda Türkiye genelinde artan terör olayları ve şehit haberlerine duyarsız kalmayan Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası basın açıklamasında bulunarak PKK’yla mücadelede bazı illerde ilan edilen sokağa çıkma yasağının kaldırılması ve operasyonların durdurulmasını isteyen 1128 akademisyenin imza attığı bildiri gündemdeki sıcaklığını hala koruyor. Akademisyenler hakkında soruşturma açılırken tepkiler de sürüyor.
Tepkilerden biri de Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’ndan geldi. “Kardeşi de kalleşi de iyi tanırız” denilen basın bildirisi şöyle.
“ Türkiye Cumhuriyeti toprakları sadece taştan topraktan, havadan sudan ve başkaca nesnelerden, varlıklardan oluşmuş değildir. Bu güzel vatanın topraklarında hürriyet mücadelesinin derin izleri vardır. “EĞİL DE KULAK VER BU SESSİZ YIĞIN, BİR VATAN KALBİNİN ATTIĞI YERDİR.” Bu topraklarda hür yaşamak için and içmiş, yedi düvele karşı canını hiç düşünmeden vermiş bir millet yaşamaktadır.
Hemşerimiz, milli şairimiz Mehmet Akif’imizin dediği gibi: “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.”
Bugünlerde yaşanan gelişmeler karşısında şaşırıyoruz. Şaşırıyoruz, çünkü “kalleş ve kardeş” ayrımını yapamayanlar var.
Şaşırıyoruz, çünkü “kalleşçe hazırlanan bildirilere imza atanlar” var.
Şaşırıyoruz, çünkü kalleş ve kardeş ayrımını en üst seviyede yapması gereken Çanakkale’de yaşayanlar arasında bu konuda zaafa düşenler var. BİR VATAN KALBİNİN ATTIĞI YERDE kalleş ve kardeşi birbirine karıştıranlar var.
100 yıl önce atalarımızın kurtuluş mücadelesinin şanlı bayrağını yükselttiği bu mübarek topraklarda, asimetrik savaşın sinsice sürdürüldüğü yenidünya düzeninde yurtdışındaki çeşitli odaklardan ve servislerden aldıkları emirleri uygulayan kalleşler var.
Çanakkale Savaşı’nda kardeş olduklarımızla dünya yıkılına kadar kardeşiz. Hangi dil hangi milliyetten olursa olsun, biz bu vatanı hep birlikte kurduk. Birlikte yaşayacağız. O güzel insanlarla sonsuza kadar kardeşiz.
Ancak bilinsin ki, bu güzel vatanı asimetrik bir savaşın içine çekmeye ve kalleşlerle birlikte hareket etmeye çalışanlar, kendi kanımızdan, milliyetimizden olsalar bile kardeşimiz olamazlar.
Devletimizin yurdumuzun güneydoğusunda yürüttüğü, oradaki kardeşlerimizin, Kürt vatandaşlarımızın terör baskısından, kıskacından kurtarılması operasyonlarına karşı imza atmak kardeşlik bağından uzaklaşmaktır.
Teröristlere, terör örgütüne karşı olmadan, yaptıklarını kınamadan Türkiye Cumhuriyeti devletinden kendini bilmezce isteklerde bulunmak, asimetrik savaş mucitlerinin yurt içinde üniversitelerimize kadar ellerini uzattıklarının kanıtıdır.
Devletimizin güneydoğudaki kimi yerlerde, 40 yıldır bu topraklarda çoluk çocuk demeden sivil asker ayrımı yapmadan katliamlar gerçekleştiren terör örgütüne karşı yürüttüğü mücadelenin yanındayız. Devletimizin güneydoğudaki Kürt kardeşlerimizin, terör örgütünün baskısından kurtarılması için yürüttüğü mücadelenin yanındayız.
Hendeklere de hendek kazanlara da hendeklere destek verenlere de karşıyız ve kınıyoruz. Çanakkale’mizde de hendeklere destek verenlerin olduğunu görüyor ve duyuyoruz. Kamuoyunda bon günlerde büyük tepki çeken akademisyenlerin imzaladığı bildirinin Çanakkale’mizde de sıfatları akademisyen olanlar tarafından imzalanmış olduğunu görmekten derin üzüntü duyuyoruz.
Acıyla tatlıyı, soğukla sıcağı, siyahla beyazı ayırt edebilen bir zihnin kardeşle kalleşi ayırt edememesini zihinsel eksikliğe bağlıyoruz. Türk Kürt kardeştir. Ancak ne Türk’ün ne de Kürt’ün bir terör örgütü ile kardeşlik yapacağını düşünemiyoruz. Bebek katilleri ile çarşı ortasında kalleşçe arkadan silah çekenlerle, sokakları hendeklerle kazıp yollara patlayıcı döşeyerek katliam yapanlarla kardeşlik olmaz.
Kardeşlik aynı masada ekmeğini bölüşmektir. Acıda ve sevinçte bir olmaktır. Kardeşin uzattığı el temizdir, mübarektir, korkmadan, endişelenmeden uzanır, tutarız. Kalleşin kanlı elini, bebeklerin çocukların katliamını gerçekleştirmiş elini tutmak bu topraklarda yediğimiz ekmeğin içtiğimiz suyun soluduğumuz havanın haram olması demektir. Atalarımızın kemiklerinin sızlaması demektir.
Biz Çanakkaleli işadamları olarak atalarımızın 100 yıl önce var ettiği o ruhla, Çanakkale ruhuyla üretip paylaşıyoruz. Ancak bu topraklarda bile Çanakkale ruhundan bihaber olanlar var. Kardeşin ve kalleşin yerlerini karıştıranlar var. “kardeş” ve “kalleşi” birbirine karıştıranlara kadir şinas milletimiz gereken cevabı hukuk ve demokrasi çerçevesinde verecektir.
Ay yıldızlı bayrağımız altında bizim tek devletimiz, demokratik seçimle yönetime gelmiş tek hükümetimiz var. Kalleşlerle iş tutanlar Ankara’da farklı başka yerlerde farklısı varmış gibi “Merkezi hükümet” tanımlamaları yapıyorlar. Bu ifade terör dilidir, teröristin dilidir. Çanakkale topraklarında duyuyor olmaktan derin üzüntü duyuyor ve kalleşlerle el ele gönül gönüle olanları kınıyoruz. Bizim kalleşlerle ve onların desteklediği ve destek aldığı farklı merkezlerle işimiz olmadı, olamaz.
Bu yüce millet kardeşi için her şeyini verir. Canını da verir. Şehitler gelir. Bebekler ölür. Çocuklar ölür. Kahrolduk kahroluruz. Ama bize kardeş olanı da kalleşlik yapanı da iyi tanırız. Hele Çanakkale topraklarında bir vatan kalbinin attığı bu topraklarda kalleşi ayak sesinden tanırız. Ve kalleşlerle mücadelede devletimizin yanındayız.
Daha fazla
Gazi Yüzbaşı, Kurtuluş Savaşı Gazisi Büyük Dedesinin Madalyasını Tarihi Alan Başkanlığına Emanet Etti
BİGALI MEHMET ÇAVUŞ, KAHRAMANLIK GÖSTERDİĞİ YERDE ANILDI
Bozcaada’da Geleneksel “Aya Pareskevi (Ayazma Panayırı) Ayini Yapıldı