VETERİNER HEKİMİN GÖZÜYLE
VET. HEK. RABİA ÇEVİK ; “’KİST HASTALIĞI (KİST HİDATİK) VE HASTALIKTAN KORUNMA YOLLARI
Bu hafta sizlere halk arasında ‘’kist hastalığı’’ olarak bilinen ve önemli halk sağlığı sorunlarından biri olan ‘’kist hidatik’’ hastalığından bahsetmek istedim. Kist hidatik hastalığı, bilinen en eski hastalıklardan biridir.
Hastalık etkeni Echinococcusgranulosus adı verilen bir parazittir. Bu parazitin esas kaynağı köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. Parazit köpeklerin ince bağırsaklarında yaşar ve köpeğin dışkısında bulunan yumurtalar ile insana bulaşır. Köpek dışkısı ile atılan yumurtalar çok dayanıklıdır, toprakta ve soğukta bir yıl kadar canlı kalabilirler. Dışkıyla atılan yumurtalar hayvanların hareketleri, rüzgar ve yağmurla yayılırlar. İnsanlar bu yumurtaları çiğ tüketilen ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerden, kirli içme sularından alırlar. İnsandan başka koyun, keçi ve sığır gibi otla beslenen hayvanlar da yumurtaları alarak hastalanırlar. Alınan bu yumurtalar, bağırsaklarda açılarak duvarı geçer, kan ve lenf yoluyla öncelik sırasıyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yerleşerek kist formunda yaşamlarını sürdürürler. Hastalığın başlangıçlarında kistin küçük olduğu dönemlerde uzun yıllar boyunca belirtisiz seyredebilir. Fakat kist büyüdükçe, bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu basıya göre belirtiler ortaya çıkar. Kistler en sık karaciğer ve akciğerlerde görülürler. Nadiren dalak, karın zarı, böbrek, kemik, göz yuvası, beyin, kalp ve yumurtalıklara da yerleşebilir. Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirti görülür. Akciğer tutulumunda solunum sıkıntısı, öksürük, ağızdan kan gelmesi ve göğüs ağrısı olabilir. Diğer organ ve sistem tutulumlarında da bu bölgelere ait tablolar ortaya çıkar.
Bu kistleri içeren hayvan etleri ve sakatatlar, köpekler tarafından yenildiğinde parazit bağırsaklarda olgunlaşır. Parazitlerin belirli aralıklarla yumurtlayarak ana konakçı köpekler tarafından atılmasıyla hastalık zinciri bir kısır döngüye dönüşür.
En büyük risk grubunu parazit mücadelesi yapılmamış enfekte köpeklerle teması olan koyun, keçi, inek gibi hayvancılıkla uğraşan kişiler oluşturmaktadır.
Ülkemizde kist hidatiğin sorun olmasının nedenlerinden birisi de özellikle kurban bayramlarında yapılan kesimler sonrası kistli sakatatları gömmek yerine, köpeklere yedirmek yada rastgele ortada bırakarak sokak köpeklerinin bu sakatatlarla beslenmelerine yol açmaktır.
Hastalıktan korunmak için;
* Köpek ve kedilere mümkün olduğu kadar çiğ et verilmemelidir.
* Çiğ yenen sebze ve meyveler bol su ile iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir.
* Kesilen veya ölen hayvanların kist bulunduran organları köpeklerin ve diğer etçil hayvanların ulaşamayacağı şekilde gömülmelidir. Özellikle kurban bayramlarında bu hususlara daha çok dikkat edilmelidir.
* Köpekler yılda dört kez iç parazitlere karşı ilaçlanmalıdır.
* Köpekler gezdirilirken etrafa dışkılamaları halinde dışkıları alınarak poşete konulmalı, ağzı bağlandıktan sonra çöpe atılmalıdır.
* Parazit mücadelesi yapılmadan serbest dolaşan köpeklerin okşanması ve sevilmesi sırasında parazit yumurtaları ellere geçebilir. Bu şekilde kirlenen ellerin yıkanmadan ağza götürülmesi ile parazitin yumurtası alınır. Bu nedenle, özellikle çocukların köpeklerle temasından sonra ellerini bol su ve sabunla yıkamaları sağlanmalıdır.
Daha fazla
Rektör Erenoğlu Üniversite Hastanelerinin Sorunlarını Genel Kurulda Anlattı
ÇANAKKALE’DE KAPALI FITIK CERRAHİ EĞİTİMİ CANLI AMELİYAT EŞLİĞİNDE YAPILDI
GEBE OKULUNA BABA ADAYLARI DA KATILIYOR