Ezine’de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında program düzenlendi.
Atatürk Anıtı ve Parkında gerçekleşen program saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.
Ardından Kaymakam Ali İkram Tuna bir konuşma yaptı. Tuna konuşmasında şunları kaydetti.
“15 Temmuz 2016’da ülkemizin birlik ve beraberliğine, demokrasisine, millet egemenliğine, ekonomisine ve sosyal barışına yönelik hain darbe girişimin 2. Yıldönümünde, şuan ülkemizin dört bir yanında, halen demokrasi nöbetinin tutulduğu tüm meydanlarda eş zamanlı olarak yapılan bu Demokrasi ve Milli Birliği anma gününde, sizlerde bir arada olmaktan duyduğum mutluluğu belirterek sözlerime başlıyor ve bu etkinliğe katılan tüm vatandaşlarımıza hoş geldiniz diyor, gösterdiğiniz demokratik şuur ve sorumluluk için ayrıca hepinize sonsuz teşekkürler ve saygılar sunuyorum.
Kıymetli misafirler, 1923 yılında 600 yıllık Osmanlı mirasıyla kurulan Cumhuriyetimizde egemenlik kayıtsız şartsız milletin olmuştur. Yine aynı dönemde ana hedef olarak da Atatürk’ün bizlere işaret ettiği ve Cumhuriyetimizin kuruluş kadrolarının da benimsediği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma temel hedef olarak belirlenmiştir. Geride bıraktığımız yaklaşık bir asırlık süreçte sanayiden kentleşmeye, eğitimden sağlığa her alanda çok büyük bir gelişim gösterdik. Kuruluşumuzdaki temel ilkelere ve hedeflere uygun olarak çok önemli kazanımlar elde ettik. Ama bu süreçte ne yazık ki Osmanlı’nın son asrındaki tanıklık ettiğimiz gibi darbe ve vesayet girişimlerine tanıklık ettik. 27 Mayıs’ta, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta ve en son olarak da 17 Nisan muhtıralarında milli iradeye yönelik olarak yapılan bu darbeler toplumumuzdan, ülkemizden, ekonomimizden, refahımızdan, muasır medeniyetler seviyesine yaklaşma mesafemizden, irademizden azmimizden çok şeyleri alıp gitti. Ama bu 15 Temmuz’da yaşadığımız şey çok daha farklıydı. Bu sadece çok şeyi götürmeyecek belki de her şeyi götürecekti. Ama burada özellikle 2014 yılında ilk defa yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi bir milat olmuştur. Ve halkın oyları ile doğrudan seçilen Cumhurbaşkanı şapkasını alıp gitmek yerine halkın kendisine verdiği sorumluluk, halkın kendisine verdiği görev ve kendisinin halkın kendisine verdiği bu göreve karşı duyduğu minnet şükran ve sorumluluk gereği kendisine bu görevi tevdi eden halk ile birlikte sokaklara çıkmış ve halkın iradesine, milletin iradesine yönelen bu hain girişimi, dış mihraklarla birlikte hazırlanmış ve maalesef içimizde bütün kamu kurum ve kuruluşlarımıza çeşitli şekillerde yerleşmiş hain örgütlerin uyguladığı bu hain proje yine toplumumuzun gösterdiği basiret, sağduyu, sorumluluk, aynı zamanda kahramanlık ve cesaretle akim bırakılmış ve bir daha hiçbir şekilde karşılaşmayacağımız şekilde tarihin karanlık sayfalarına gömülmüştür. Bu demokrasimiz için çok büyük bir kazanım olmuştur. Çünkü artık bundan sonra hiçbir şekilde ne 27 Mayıs’ları ne 12 Eylül’leri ne 28 Şubat’ları nede 15 Temmuz’ları bu millet yaşamayacaktır. Hiçbir güç hiçbir kuvvet hiçbir örgüt, hiçbir organizasyon, fikri, zikri, pozisyonu ne olursa olsun hiçbir kimse bir daha böyle bir yapılanmaya gitmeyecek, gitme teşebbüsünde ve cesaretinde bulunamayacak. Çünkü karşısında artık ölümden korkmayan, bu güne kadar ki kazanımları, bugüne kadarki atalarının bin bir bedelle kendilerine bıraktığı mirasa sahip çıkan bir toplum var ve bu toplum artık kendi iradesine yönelen hiçbir güce hiçbir organizasyona hiçbir yapıya bir daha bu fırsatı tanımayacaktır. Bu hepimiz iin çok büyük bir kazanımdır. Keşke 15 Temmuz gecesi kahramanlık destanı yazan bu toplum, keşke büyüklerimiz bunu 27 Mayıs’ta yapmış olsalardı ne Adnan Menderesler asılırdı, ne bakanlarımız asılmış olurdu, ne biz geriye kalan 50 yılda demokratik ve sivil toplum yaşamımızda bocalamış olurduk. Ama çok şükür zararın neresinden dönülürse kardır. Bu atık bir milattır. Bundan sonra bu ülke çok daha demokratik, çok daha bir hukuk devleti olarak bütün dünyada örnek gösterilecek bir noktaya ulaşacaktır. Hepimizin azmi ve inancı bu yöndedir. Özellikle Cumhuriyetimizin 100. Yılına yaklaştığımız şu dönemlerde inşallah bu dört yıllık süreçte dünyanın en özgürlükçü anayasalarından birini yaparak, ekonomide dünyanın en iyi 10 ekonomisi arasına girerek gelecek kuşaklarımıza çok güzel, çok müreffeh, çok yaşanabilir, herkesin aidiyet duyarken gururlandığı, bizlerinde kendimizden sonraki kuşaklara bunu devrederken büyük bir mutluluk ve gururla, kendimizden sonraki kuşaklara hiçbir endişe taşımadan yaşayacağımız çok güzel bir Cumhuriyetimiz olacak. 15 Temmuz’da büyük bir kahramanlık destanına imza atan bu toplumun bunu da fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorum.
Ben bu bağlamda özellikle 15 Temmuz gecesi gösterdiği cesaret ve sorumlulukla halkının kendisine duyduğu saygı ve güveni de kullanarak, bu girişimi başarısızlığa sevk eden başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, o gece görev alan emniyetten, askeriyeden, savcılıktan, tüm kamu ve kuruluşumuzdan, muhtarlarımızdan ve tüm vatandaşlarımızdan toplumumuzun tüm kesimlerine o gün gösterdikleri duyarlılıklarından dolayı ayrı ayrı minnet ve şükranlarımı sunuyorum. İnşallah bu ruh daim olur. Bunun da yolu bu programları çok güzel ve etkin bir şekilde anlatarak çocuklarımıza bu misyonu bu ruhu aşılatmamız lazım. Ben o gece şehit olan tüm kardeşlerimize saygı ve minnet duygularımı ifade ediyor, aynı şekilde o gece tankların altında meydanlarda ölümüne bu mücadeleyi yürüten gazilerimize, vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Daha söz alan Belediye Başkanı Haluk Babaoğlu’da konuşmasında şunları kaydetti.
“15 Temmuz 2016 akşamı Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Siyasi tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir büyüklükte hain bir saldırıya maruz kalmıştır. Düşmanın harp sahasında bile yapmadığı yapamadığı alçaklığı bu asker görünümlü üç beş haramzade Aziz Milletimize reva görmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Milleti 7 bin yıllık geçmişi olan Kadim bir Devlet ve Millettir. Anadolu toprağı sıradan bir toprak parçası değildir. Şüheda ile yoğrulmuş böyle bir vatan parçası dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Kurşuna yürüyen bu memleketin aziz evlatları genlerindeki binlerce yıllık ruhla hareket etmişlerdir. 15 Temmuz’da, meydanlarda, tıpkı Çanakkale’de, İstiklal Savaşımızda olduğu gibi, tüm fertleriyle tek yürek olmuş, iradesini bir avuç darbeciye çiğnetmeyen büyük Türkiye vardı, büyük Türk milleti vardı. Bu darbe girişiminde, milletimiz, tıpkı bin yıl önce Malazgirt’te olduğu gibi, bu coğrafyayı vatan olarak sahiplenme konusundaki kararlılığını ortaya koymuştur.
Milletimiz, bu ülkeyi bölmek isteyen saldırganlara karşı Çanakkale’de, Dumlupınar’da ne cevap vermişse, 15 Temmuz’da da aynı cevabı vermiştir. Türkiye Siyasal Hayatı darbelerce defalarca sınanmıştır. Gerek emir komuta zinciri içerisinde gerekse yalnızca bir grup asker tarafından demokratik sivil yönetimlere müdahale eden ve olumsuz etkileri yıllarca süren bu çalkantılı ve zor dönemler geride bırakılmıştır. Millet olarak bu acı deneyimler hafızalarımızda öyle derin bir yer edinmiştir ki darbeleri sıralayın deseler hemen hemen herkes bir çırpıda 60 ,80 ve 28 Şubat darbelerini sayacaktır. Darbelerden çok çeken ve bir daha böyle bir deneyimi yaşamak istemeyen milletimiz büyük bir sağduyu ve kararlılıkla 15 Temmuz 2016 da ki girişimi önleyerek Bayrağına, iradesine, demokrasisine ve hepsinden önemlisi geleceğine sahip çıkmıştır.
15 Temmuz 2016 Fetö/PYD’nin darbe girişimi de Siyasetçilerin kararlı, emin duruşu ve milletin ortak kararlılığı ve mücadelesi sonucu, halkın devletiyle ve hükümetiyle birlikte dik durmasıyla önlenmiştir. Bu tür antidemokratik girişimlere ve terör örgütü yapılanmalarına karşı daha güçlü ve kararlı olan Yüce Milletimiz, Vatanseverliğini dünyaya örnek olacak şekilde sergilemiştir. Yüce Milletimiz bu azim ve kararlılığı ile Milli birliğine, beraberliğine ve değerlerine özenle, dikkatle ve içtenlikle sahip çıkmıştır. Türk Siyasal Hayatında kara birer leke olarak hatırlayacağımız darbe dönemlerinin ardından bugün milletimiz “Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Millet, Tek Devlet” diyerek Demokratik yollarla seçilmiş hükümeti devirmeye çalışan bir terör örgütüne gereken cevabı, sokağa inerek ve tankların karşısında sapasağlam ve dimdik durarak göstermiştir. Türkiye’yi parçalayacaklarını, devleti teslim alabileceklerini sanarak, 15 Temmuz gecesi harekete geçen hainler, ertesi gün akşam olmadan milletimiz tarafından hüsrana uğratılmışlardır. Bu darbe girişimi milletimize, Meclisimize, demokrasimize, Cumhuriyetimize, aydınlık yarınlarımıza ve şanlı ordumuza karşı yapılmıştır.
Ordumuz ve Mehmetçiğimiz bizim gözbebeğimizdir. Bu silahlı darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasıyla, Türkiye, artık yeni bir döneme girmiştir. Bu güzel ülke, artık, 15 Temmuz öncesinden daha güçlüdür. Şehitlerimiz ve gazilerimiz, 15 Temmuz gecesi, cesaretleriyle, dirayetleriyle, kararlı ve dik duruşlarıyla tarih yazdılar. Hiç şüphesiz ki, şehitlerimiz, kalplerimizdeki mümtaz yerlerini daima muhafaza edeceklerdir. Bu içten duygularımla 15 Temmuz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, Gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz.15 Temmuz Demokrasi Zaferimiz kutlu olsun.”
Konuşmaların ardından programın devamında, “Demokrasi Gecesi” konulu sinevizyon gösterileri izletildi, öğrenciler tarafından şiirler okundu. Halk oyunları ekibinin gösterisinin ardından Müzik öğretmeni Mehmet Koç’un müzik dinletisi gerçekleşti.
Programın sonunda ilçe müftüsü Ali Üney tarafından dua yapıldı.
Daha fazla
400 Istakoz Gelibolu Sualtı Parkı’ndaki Tarihi “HMS Majestic” Batığına Bırakıldı
“Yeşil Deniz Endüstrisi Ar-Ge, Test ve Eğitim Merkezi” İçin Odak Grup Toplantısına Gerçekleştirildi
ÜVECİK KÖYÜ MUHTAR TUNCER ŞAŞKIN’IN 10 KASIM MESAJI