Çanakkale Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doç. Dr. Ferhan Savran EzineTürk Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, süt üretici ile sanayici arasında son günlerde fiyat indirimi konusunda sorunlar yaşandığına dikkat çekerek, bunun süt üreticisini olumsuz yönde etkilediğini ifade etti.
Savran, girdi maliyetlerinde yaşanan artışlar nedeniyle süt üreticisinin ve hayvan yetiştiricilerinin çok zor günler geçirdiğine dikkat çekerek, buna birde süt fiyatlarında indirim yaşanmasının da eklenmesi durumunda hayvan sayısında azalmanın yaşanacağını bununla birliktede süt üretiminde ortaya çıkacak büyük azalmayla birlikte Ezine Peynirinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalınacağını söyledi.
Savran açıklamasında şunları kaydetti ;
“Süt Fiyatlarını Geri Çekmek Üreticiyi İşin İçinden Çıkılmaz Hala Getirir”
“Son günlerde küçükbaş hayvancılıkta en büyük sorunumuz, kamuoyunda da oldukça büyük ses getiren olgu bulunmakta, süt fiyatlarının geriye doğru çekilmesi yönünde sanayinin talebi var. Bu talebin tüm sanayiciden geldiğini de söyleyemeyiz ama bir sıkıntı olduğu ortada. Sezon başında 4,75 ten 4.50’den açıklanan fiyatlar, sezonun neredeyse ortasına gelindiğinde 4 TL’lere 4,25 TL.lere indirilmesi yönünde bir taleple karşımıza geldiler. Tabi bu üretici içinde sıkıntılı bir süreç ortaya koydu. Çünkü herkes ne yaptı, üretici hesabını verilen ilk fiyat üzerinden yaptı. Yem fiyatları sürekli olarak artıyor. Geçen sene 94 TL. ile 97 TL. arasında değişen keçi sütü yemi alındı. Sezon sonunda da 4TL. ile 4.20 TL. arasında bir süt fiyatı ile biz sezonumuzu kapattık.
Fakat bu sene o yemi biz 156. TL.ye alıyoruz.Bunun daha da pahalı olanları var, 170 – 180 TL. ye kadar olanları da var olduğunu üretici arkadaşlarımız ifade ediyorlar. Şimdi düşünelim, geçen sene ortlama 95 TL. den aldığımız yem karşılığı 4.25. TL. den süt verirken, bu sene en azından yüzde kırktan fazla bir artışla yem alırken süt fiyatlarını geçen senenin altında bir değerle yapmamız yönünde bir taleple karşı karşıyayız. Bu hiç bir şekilde üreticiyi bu işin içinden çıkarılmaz hale getirir ve en sonunda ne olacak üretici batak olacak. Bunun başka mümkünü de yok çünkü. Sadece bu yemi de vermiyorsunuz, kaba yem maliyetlerimiz var. Eğer kendiniz yapmıyor bir işletme olarak yağıyorsanız, bir de bunlara ilaveten çalışanların maliyetleri var,elektriği var ve daha bir çok girdisi var.
“Süt Üreticisini Küstüreceğiz”
O zaman ne olacak sistem mecburen küçülmeye başlayacak. Bu bizi nereye götürüyor. 2010’lu yılları hatırlarsınız, o zamanlar da süt fiyatları o kadar düştü ki, süt üreticisinin elindeki canlı hayvanların çoğu kesime gitti. Ondan sonrada ne oldu dedik ki “Oooo hayvan sayımız azaldı. Memlekette süt yok. İşte et yok”. Ne oldu bu sefer. Haydi ithalata başlayalım. Bu seferde ithalatla bu işi çözmeye kalktık. Şimdi ne oldu, 11 sene sonrasına geldik. Hedefimiz vardı. Neydi efendim o hedefimiz, nüfus kaç kişi ise küçükbaş hayvan sayısı da o kadar yükselsin diye. Ama yükseldiği zamanda böyle bir handikapla karşı karşıyayız.
Tabi sanayicilerle de görüşmeler yapıyoruz. Onlarında durumlarını biliyorum. Onlarında depolarında peynirleri var ve satmakta ve tüketmekte zorluk çekiyorlar. Ama son tüketici de bu peyniri bu fiyatlardan alacak bir ekonomik geliri yok.
Şimdi bizim Ezine Peyniri duyuyoruz, büyük marketlere bile giderseniz Türkiye’nin neresine giderseniz gidin fiyatlar hep aynı oluyor. Buralarda bizim Ezine peynirinin 120 TL’ye kadar olan kilogram fiyatları var. Bu çok ciddi bir rakam. Üretici de hep bunu söylüyor bana. “E Hocam adamlar İnek peynirini 120 TL.’ye satıyorlar. Bu iş nasıl oluyor ” diye. Tabi bu fiyat son tüketiciye vardığı noktada ki fiyat. Tabi bu arada toptancılığı var, aracısı var, nakliyesi var, pazarlama maliyetleri var. Onları da koyunca tabiki fiyat artıyor. Ama bu süreçte de biz napıyoruz? Üreticimizi çok zor durumda bırakıyoruz ve onları küstüreceğiz.
“Sorunlarımızı Bakanlık Nezdinde Aktardık”
Şimdi işte son 3-5 senede ne yaptık. Ziraat Bankası olsun, değişik projelerle oldun, küçükbaş hayvana, işte özellikle koyuna , hayvan sayımızı arttıralım diye çok özel krediler verdiler. İşte genç çiftçi dedik bir proje çıkarttık, hibe verildi hayvanlar. Bunların amacı neydi? Gerekli olan etimizi, sütümüzü sağlayalım diye insanları köye geri çekmek ve hayvan sayımızı ve hayvansal üretimimizi arttırmak. Peki şimdi ne oldu, hepsi tekrar geriye doğru gidiyor. Tabi bunda maalesef pandeminin de biraz etkisi var maalesef. Bu sene birde görüyoruz kuraklıkla ilgili bir sıkıntı ortaya çıktı. Kuraklık dediğimiz şey hayvan yemi dediğimiz arpada çok ciddi düşüler olduğu ifade ediliyor. Şimdi 1.750 TL. olduğu açıklanan Toprak Mahsulleri Ofisinin fiyatı, reel piyasada arpanın fiyatının 2.700 TL.lere çıktığı söyleniyor. Bu ne demektir. Eğer 2.700 TL.lere çıkarsa biz seneye bu hayvanlara fenni yem vermeye kalkarsak herhalde çuvalını 200 TL demektir. O zaman bu süt ne olacak. Bu sütü bu fiyatlarla almaya kalkarlarsa ne olacak. Son derece çok sıkıntılı ama bir şekilde buna bir çözüm bulunması lazım. Biz bu konudaki sorunlarımızı Bakanlık nezdinde de aktardık. Önümüzdeki hafta sayın Bakanımız inşallah Çanakkale’ye geldiğinde bizzat tekrar görüşeceğiz nasıl bir çözüm bulalım diye. Bakanlığımızda yem fiyatlarını düşürebilmek için yemi dışarıdan daha ucuza tedarik edeceklerini söylüyorlar. İnşallah bu şekilde olur. Ama yinede nereden bakarsak şöyle de bir çözüm bulmamız lazım. Demek ki bizin bu Ezine bölgesindeki Ezine Peyniri dediğimiz peynir ki bu marka değerdir, eğer bu sistemi çözemez isek, benim çocukluğumda Edirne Peyniri diye bir kavram vardı ki şuanda maalesef Edirne Peyniri diye bir şey yok. Özellikle 70’li ve 80’li yıllardan sonra ağırlıklı olarak Ezine peyniri diye bir şey ortaya çıktı. Maalesef bu değerimizi Ezine Peynirimizi yitirme tehlikesi ile karşı karşıya oluruz diye düşünüyorum.
“Ezine Gıda İhtisas OSB’de Süt Üretimine Bağlı Hammadde Sıkıntısı Yaşanır”
Devletimiz Ezine’ye bir organize sanayi bölgesi yaptı. Burada en büyük hedeflerden birisi işte bu Ezine Peyniri için onun iyi bir ortamda üretilmesi sağlanıyordu. İşte bu sorunlarsa böyle olursa, siz hammaddeyi bulamazsanız böyle bir üretimde ortaya maalesef çıkamaz. O zaman her iki tarafta, üreticisi de, sanayicisi de, devlette bir şekilde bir ortak noktada buluşup be ortak değeri yaşatmak zorunda olduğumuzu düşünüyoruz.
“Bu Yem Fiyatları İle Bu İşin İçinden Çıkılmaz”
İşte hayvan sayılarına bakıyoruz. geçen seneden bu seneye aşağı yukarı hayvan sayılarına bakıyoruz ki destekleme verilerine bakarak söylüyorum, hayvan sayımızda 23 bin adet artış olmuş. Böylelikle ortalama 550 bin ila 600 bin adet bir küçükbaş hayvan sayımız bulunmakta Çanakkale bölgesinde. Ama bu 23 bin seneye belki tekrar geriye doğru gidebilir. Böyle de bir riskle de karşı karşıyayız. Çünkü hakikaten bu ortamda bu yem fiyatları ile bu işin içinden mümkün değil çıkılmaz. Saman bile harmanda yerinde 15. TL. den bahsediliyor. O bile çok ciddi bir rakam. Fakat bugün için taze saman15. TL. fiyatı varken kışa bu rakamın 22 TL.lere çıkacağını tahmin ediyoruz. Çünkü buğdayın arpanın olmadığı yerde sap samanda olmaz, bununda ileride ayrıca bir sıkıntı yaratacağını düşünüyorum.”
Daha fazla
400 Istakoz Gelibolu Sualtı Parkı’ndaki Tarihi “HMS Majestic” Batığına Bırakıldı
ÇANAKKALE TEKNOPARK ANADOLU’DA YİNE ZİRVEDE
“Yeşil Deniz Endüstrisi Ar-Ge, Test ve Eğitim Merkezi” İçin Odak Grup Toplantısına Gerçekleştirildi