VETERİNER HEKİMİN GÖZÜYLE
VETERİNER HEKİM HALİL İBRAHİM ÇEVİK
“KEÇİLERİN BÜYÜK SORUNU PİRE”
Pireler, hayvanların vücut yüzeylerine yerleşen, kan emerek yaşamlarını devam ettiren ve ortama çok iyi uyum sağlayan canlılardır. Genellikle konakçılarında geçici olarak yaşarlar, uygun çevre koşullarında başka konakçıya geçebilirler ve bu döngü bu şekilde devam eder. Ergin pireler genellikle konakçı yüzerinde yumurtlarlar ancak bitler gibi yumurtalarını tüylere yapıştıramazlar bu sebeple yumurtalar ortama düşer. Uygun ortam ve şartlarda yumurtadan çıkan larvalar ışıktan kaçar ve yer çekimine doğru ilerlerler. Bu özellikleri sayesinde kimi zaman ot, yaprak ve özellikle toprak altına gizlenirler.
Pirelerin neden olduğu hastalıklar, hem insan hem de hayvanlar için önemli bir tehlikedir. Pireler zoonoz(hayvandan insana geçen) hastalıkları taşıma özelliğine sahiptir. Tarihte kara ölüm olarak adlandırılan veba hastalığının taşınmasında önemli rol oynamışlardır. Pireler yaptıkları ısırma davranışı ile gerek ağrı vermeleri gerekse çok miktarda kan emmeleri sebebiyle dikkat çekmektedir. Yavru hayvanlarda pirenin yaygın olarak görülmesi, şiddetli kansızlık ve ölümlere neden olabilmektedir. Gerekli sağlık kontrollerinin zamanında yapılmaması durumunda hayvanlarda ekonomik kayıplar ortaya çıkmaktadır. Pirelerin ısırmasına bağlı olarak hayvanlarda şiddetli kaşıntı, tüy dökülmesi, aşırı zayıflık, ileri vakalarda ise kellik, deride renk değişikliği ve deride kalınlaşma meydana gelmektedir. Yapılan birçok çalışmada koyunculuk işletmelerinde pire görülme oranı %9 iken, sadece keçi yetiştiren işletmelerde bu oran %92dir. Her iki türün birlikte olduğu işletmelerde ise bu oran %55 civarıdır. Hayvanlarda pire görülmesinin klinik belirtilerinin ortaya çıkıp çıkmamasında birçok etken rol oynamaktadır. Bunlar; pire görülme sıklığı, pirenin hayvanlarda bulunma süresi ve ikincil enfeksiyonlar ya da diğer deri hastalıklarına karşı aşırı duyarlılıktır. Pire salgısına karşı alerji geliştiren hayvanda kaşıntı, kıl dökülmesi, deride kabarcık, yer yer kızarıklık ve kabuklu yaralar görülebilir.
Pire ile etkin mücadelede kullanılan birçok ilaç bulunmaktadır. Bu ilaçların uygun doz ve yöntemle kullanımı son derece önemlidir. Sürekli olarak aynı ilacın kullanıldığı durumlarda direnç gelişimi söz konusudur. Bu sebeple dönem dönem değişimli ilaç kullanılması önerilir. İlaçlama öncesi ağıl zeminindeki larvaların da açığa çıkması için mutlaka kazılarak temizlik yapılmalıdır. Etkin bir ilaç ya da ilaçlama yönteminin kullanımın yanı sıra farklı yaşam döngüsündeki tüm pirelerin tamamını etkileyebilmek için 10-15 gün arayla en az 2-3 kez uygulama yapılmalıdır. Tüm bunların yanı sıra işletmede bulunan köpek ve diğer canlıların ayrıca onların yaşam alanlarının da ilaçlanması gerektiği unutulmamalıdır.
Daha fazla
VETERİNER HEKİMİN GÖZÜYLE VET. HEK. RABİA ÇEVİK ; “KİST HASTALIĞI (KİST HİDATİK) VE HASTALIKTAN KORUNMA YOLLARI”
VETERİNER HEKİMİN GÖZÜYLE VET. HEK. RABİA ÇEVİK ; ” KEDİ VE KÖPEKLERDE MİKROÇİP UYGULAMASI ZORUNLU HALE GELDİ”
VETERİNER HEKİMİN GÖZÜYLE VETERİNE HEKİM RABİA ÇEVİK ; “KÖPEKLERDE AŞI PROGRAMININ ÖNEMİ”